Sevdiğim Rotalar
EDİRNE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır. II. Yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus (117-138) tarafından yeniden kurulunca, onun adına izafeten şehre Hadrianopolis adı verilmiştir.
İslâm kaynaklarında ise Hadrianopolis, "Edrenos" ve Edrenabolu" olarak kaydedilmiştir. Edirne 1361 yılında I.Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 88 yıl (1365-1453) boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur. Orta Çağın kapanıp, Yeni bir Çağın başlamasına sebep olan, İstanbul’un Fethini gerçekleştiren, Fatih Sultan Mehmed’in (29 Mart 1432) doğduğu yerdir. İstanbul’un Fethi hazırlıkları ve planları Edirne sarayında yapılmıştır. Sultan Çelebi Mehmed (I.Mehmed), Yıldırım Bayezid (I.Yıldırım), Şeyh Bedreddin, Şevket Süreyya Aydemir ve daha bir çok büyük devlet adamları burada doğmuştur.
Edirne 17 YY.’da İstanbul, Londra, Paris ve Roma’dan sonra Avrupa’nın en büyük Beşinci şehri haline gelmiştir. Edirne tarihinde çeşitli unvanları hak etmiştir. Edirne, mutluluk dönemlerinde "Der-i Saadet" (Mutluluk Kapısı) bir "Şenlikler Şehri"dir. Edirne tabii ki her dönemde hatırlarda bir "Der-i Saadet" olarak kalmadı. Bu "Serhat Şehri" Evliya Çelebi'nin sözleriyle "Bir İslam Duvan" tarihinde birçok kez felaketle de tanıştı.
En fazlada kuşatma ve işgallerden bunaldı. Şenlikleriyle "Mutluluk Kapısı" olarak hatırlanan Edirne'nin yanına "Daima bağrı yanık olan Edirne'yi de koymak gerekir. Edirne, 1453'te İstanbul'un başkent olmasından sonra da önemini kısmen yitirse de, padişahların gözde yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve idari merkez olarak kalmıştır. 18. yy.da yangınlar ve depremle sarsılan kentin gelişimine en büyük darbeyi, bir zamanlar avantaj teşkil eden Balkanlara açılan kapı olma niteliğinin Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemeye başlamasıyla dezavantaja dönüşmesi vurmuştur. Yabancı işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şehir, 93 harbi'nde (1877-1878) tekrar Ruslar, Balkan Harbi'nde (1912-1913) ise Bulgarlar tarafından işgal edilmiştir. Birinci Balkan harbinden sonra kabul edilen barış anlaşmasıyla Bulgaristan'a geçen kent, daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan patlak veren İkinci Balkan savaşından sonra tekrar Türk topraklarına katılmıştır. I. Dünya Savaşı'ndan Osmanlı Devleti'nin yenilgiyle çıkmasının ardından Edirne, Temmuz 1920'de Yunan işgaline uğramış, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922'de nihai olarak Türk egemenliğine girmiş ve Lozan Anlaşması'yla Yunanistan'dan savaş tazminatı olarak alınan Karaağaç'ın 15 Eylül 1923'te Türkiye'ye katılmasıyla ilin sınırı bugünkü halini almıştır